AKILLARI ÇELEN KAYSERİ PASTIRMASI.
Kayseri Pastırması neden meşhurdur, bu şan şöhret nereden geliyor hiç merak ettiniz mi?
Ben ettim.. :)
"HAYIRRR!! - ASLA OLMAZ - YASAK - CISSS!" deseler de,
ulusça bazı lezzetlere fazlasıyla düşkünüz!
Ki; ben dahi bu düşkünler grubundayım.. :)
işte Sucuk ve Pastırma da, Doktorların "hayır" kategorisinde zikrettikleri yurdum lezzetlerinden..
Kim bir pazar sabahı kahvaltısında yumurtalı sucuk ve pastırmaya hayır diyebilir ki?
(vejetaryen okuyucuları istisna tutuyorum tabii).
Memleketimin her köşesi ayrı bir lezzet kaynağı..
Mesela :
Amasya elmasıyla,
Balıkesir kaymağı, manda yoğurdu ve höşmerim tatlısıyla,
Güneydoğu illerimiz lezzetli kebaplarıyla,
Bursa iskender kebabıyla, kestane şekeriyle,
Edirne ciğeriyle,
Eskişehir çiğböreği ile,
Kars kaşar peyniriyle,
Hatay künefesiyle.
ve daha bir sürü her biri ayrı ayrı tatlar diyarı, ismini sayamadığım memleket köşem, ..
bunlar arasında:
sucuk ve pastırmanın adresi de Kayseri
Gerçi son yıllarda pastırmada Kastamonu,
sucukta ise Afyon rakip oldu Kayseri'ye.
Ama kemikleşmiş bir yargıyı yerinden etmek kolay değil tabii.
Yukarıda saydığım, çoğunu da sayamadığım(!) yörelerdeki lezzetler;
ustalarının hünerinden gelirken,
Kayseri pastırmasının ünü
Coğrafi konumundan ve Stratejik öneminden geliyor..
Amma yaptın be Ephendy ?? iyi salladın ha!! ne alakası var stratejik, mtratejik falan?? .. diyebilirsiniz..
Kuzeyden Karadeniz, güneyden Akdeniz, batısından Ege, doğusunda da Doğu Anadolu bölgesi ile çevrili. Bu yüzden herhangi bir savaş durumunda en korunaklı ve ulaşılması en zor topraklar olduğundan Stratejik önemi yüksek bir bölgemiz..
İşte bu yüzden Cumhuriyet döneminde İç Anadolu bölgemizdeki illere bir misyon yüklenmiş:
Ankara başkent olarak belirlenmiş, devletin merkez karargâhı olarak uygun görülmüş.
Kırıkkale cephane ve mühimmat deposu, silah fabrikası, olarak hazırlanmış
Eskişehir iline ilk Tren-Lokomotif-Vagon fabrikası kurulmuş,
Konya ovası memleketin her yöresinden gelen tahıl-hububatı depolamak için seçilmiş.. Konya ovası o yüzden Türkiyenin tahıl ambarı olarak bilinir..
Kapadokya yöresine ise Narenciye deposu olarak misyon yüklenmiş,
Vee gelelim Kayseriye...
Kayseri ilimizde; yurdun dört bir yanından gelen Etleri korumak için depo olarak uygun görülmüş.
öyle ki; ulaşımın, iletişimin çok zor olduğu 1920'li yıllarda, hayvanlar canlı olarak Kayseriye getiriliyordu. Peki nasıl??
Mesela Erzurumlu bir çoban 50 baş davarı alıyor ve yanında yolda kurt, çakal, eşkiya saldırısından korumak için kendisine eşlik eden 4-5 silahlı mihmandar ile birlikte dağlardan bayırlardan geçerek yürüye yürüye 20-25 günde Erzurumdan Kayseriye getiriyor.
Bir başka çoban aynı yöntemlerle Egeden, bir diğeri Akdeniz illerinden..
Hayvanlar yürüyerek geldiği için vücutlarında yağ yok, fit durumda.
Yolda gelirken kekiğinden nanesine yaban mersinine kadar binbir çeşit taze ot yiyor, derelerden mis gibi sular içiyor, kamyonla - trenle taşınmadığı için stresi olmuyor.
(zaten o yıllarda mümkün değil trenle kamyonla taşımak).
Hayvan zaten Kayseriye geldiğinde kafadan pastırma kıvamında oluyor.. yolda yediği baharatlar etini lezzetlendiriyor. O zamanlar soğuk hava depoları yok, modern soğutma sistemleri falan hiç yok!
Hayvanı kestikten sonra etini uzun süre bozulmadan saklayabilmek için o şartlarda tek yol, sucuk yada pastırma yapmak. soğuk hava imkanı olmadığı için kolay yol bu!
Zaten pek ekstra işlem yapmaya da gerek yok.. eti kes, tuzla , kaldır. Zaten hayvan fit olarak, stressiz, yağsız, sinirsiz, löp gibi bir et ile geliyor.
Diğer yörelerde de yapılmıyor mu? yapılıyor elbette, ama Kayserinin pastırması daha bir tercih edilir olmuş.
Ülkemizin o badireli yıllarında olası savaş riskine karşı memleketin et ihtiyacı sekteye uğramasın merkezden, her yöne dağıtım sağlayabilsin diye "et deposu" olarak seçilen Kayserinin sucuğu ve pastırmasının şanı almış yürümüş.
Kayseri pastırmasının Neden pek meşhur olduğunun sebepleri efenimmm..
Kim bir pazar sabahı kahvaltısında yumurtalı sucuk ve pastırmaya hayır diyebilir ki?
(vejetaryen okuyucuları istisna tutuyorum tabii).
Memleketimin her köşesi ayrı bir lezzet kaynağı..
Mesela :
Amasya elmasıyla,
Balıkesir kaymağı, manda yoğurdu ve höşmerim tatlısıyla,
Güneydoğu illerimiz lezzetli kebaplarıyla,
Bursa iskender kebabıyla, kestane şekeriyle,
Edirne ciğeriyle,
Eskişehir çiğböreği ile,
Kars kaşar peyniriyle,
Hatay künefesiyle.
ve daha bir sürü her biri ayrı ayrı tatlar diyarı, ismini sayamadığım memleket köşem, ..
bunlar arasında:
sucuk ve pastırmanın adresi de Kayseri
Gerçi son yıllarda pastırmada Kastamonu,
sucukta ise Afyon rakip oldu Kayseri'ye.
Ama kemikleşmiş bir yargıyı yerinden etmek kolay değil tabii.
Yukarıda saydığım, çoğunu da sayamadığım(!) yörelerdeki lezzetler;
ustalarının hünerinden gelirken,
Kayseri pastırmasının ünü
Coğrafi konumundan ve Stratejik öneminden geliyor..
Amma yaptın be Ephendy ?? iyi salladın ha!! ne alakası var stratejik, mtratejik falan?? .. diyebilirsiniz..
Bir kaç satırlık yakın dönem Tarih bilgisi :)
Bildiğiniz gibi İç Anadolu bölgesi ülkemizin iç kısımlarında ve en korunaklı bölge..Kuzeyden Karadeniz, güneyden Akdeniz, batısından Ege, doğusunda da Doğu Anadolu bölgesi ile çevrili. Bu yüzden herhangi bir savaş durumunda en korunaklı ve ulaşılması en zor topraklar olduğundan Stratejik önemi yüksek bir bölgemiz..
İşte bu yüzden Cumhuriyet döneminde İç Anadolu bölgemizdeki illere bir misyon yüklenmiş:
Ankara başkent olarak belirlenmiş, devletin merkez karargâhı olarak uygun görülmüş.
Kırıkkale cephane ve mühimmat deposu, silah fabrikası, olarak hazırlanmış
Eskişehir iline ilk Tren-Lokomotif-Vagon fabrikası kurulmuş,
Konya ovası memleketin her yöresinden gelen tahıl-hububatı depolamak için seçilmiş.. Konya ovası o yüzden Türkiyenin tahıl ambarı olarak bilinir..
Kapadokya yöresine ise Narenciye deposu olarak misyon yüklenmiş,
Vee gelelim Kayseriye...
Kayseri ilimizde; yurdun dört bir yanından gelen Etleri korumak için depo olarak uygun görülmüş.
öyle ki; ulaşımın, iletişimin çok zor olduğu 1920'li yıllarda, hayvanlar canlı olarak Kayseriye getiriliyordu. Peki nasıl??
Mesela Erzurumlu bir çoban 50 baş davarı alıyor ve yanında yolda kurt, çakal, eşkiya saldırısından korumak için kendisine eşlik eden 4-5 silahlı mihmandar ile birlikte dağlardan bayırlardan geçerek yürüye yürüye 20-25 günde Erzurumdan Kayseriye getiriyor.
Bir başka çoban aynı yöntemlerle Egeden, bir diğeri Akdeniz illerinden..
Hayvanlar yürüyerek geldiği için vücutlarında yağ yok, fit durumda.
Yolda gelirken kekiğinden nanesine yaban mersinine kadar binbir çeşit taze ot yiyor, derelerden mis gibi sular içiyor, kamyonla - trenle taşınmadığı için stresi olmuyor.
(zaten o yıllarda mümkün değil trenle kamyonla taşımak).
Hayvan zaten Kayseriye geldiğinde kafadan pastırma kıvamında oluyor.. yolda yediği baharatlar etini lezzetlendiriyor. O zamanlar soğuk hava depoları yok, modern soğutma sistemleri falan hiç yok!
Hayvanı kestikten sonra etini uzun süre bozulmadan saklayabilmek için o şartlarda tek yol, sucuk yada pastırma yapmak. soğuk hava imkanı olmadığı için kolay yol bu!
Zaten pek ekstra işlem yapmaya da gerek yok.. eti kes, tuzla , kaldır. Zaten hayvan fit olarak, stressiz, yağsız, sinirsiz, löp gibi bir et ile geliyor.
Diğer yörelerde de yapılmıyor mu? yapılıyor elbette, ama Kayserinin pastırması daha bir tercih edilir olmuş.
Ülkemizin o badireli yıllarında olası savaş riskine karşı memleketin et ihtiyacı sekteye uğramasın merkezden, her yöne dağıtım sağlayabilsin diye "et deposu" olarak seçilen Kayserinin sucuğu ve pastırmasının şanı almış yürümüş.
Kayseri pastırmasının Neden pek meşhur olduğunun sebepleri efenimmm..
AKILLARI ÇELEN KAYSERİ PASTIRMASI.
Reviewed by Ephendy
on
10/20/2018
Rating:
Ahhh.....vejetaryen okurun olarak o kadar canım çekiyor ki....evet şaşırma, kimse anasının karnında etyemez doğmuyor, yıllarca evde annemin yaptığı içli köfte, okul hayatında döner ekmek, lahmacunlar filan pastırmayı da çok severim, severdim ama yiyemiyorum.:)
YanıtlaSilKök hücreden et üretileceği zamanda keşke dünyaya gelseymişim:)
O günlere de yakın gibiyiz Müjde abla..
Silhürriyet gazetesinin haberine göre yapay et üretilmiş :
Ayrıntılara bakabilirsin istersen..
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/laboratuvarda-yuzde-100-gercek-et-uretildi-40569171
Nedense pastırmayı çok sevemedim. Olsa da olur, olmasa da. Çok aramam yani.
YanıtlaSilBiraz kokusu yönünden tercih dışı bırakılabiliyor, ama kalitelisi denk gelirse tadından yenmez :)
Silbelki iyi olana denk gelmediğiniz böyle düşünüyor olabilirsiniz.. ben kaliteli şarküterilerde KUŞGÖMÜ diye tabir edilen Kontrfile et'ten yapılanı tavsiYe ederim. bir deneyin tercihiniz değişebilir :))
İlginç sahiden..
YanıtlaSilKayseriye yürüyerek giden hayvan yok,gezen tavuk yok..vejeteranlar en iyisini yapıyor olabilirler
Evet şimdilerde gezen tavuk yok...
Sil1920 li yıllardan bahsediyorum yazımda :)
Bir pazar kahvaltısının adı bu pastırmadan geçiyor.
YanıtlaSilGünümüz şartlarında zor maalesef..
Sillüks gider kalemi içine giren ürünlerden biri kendisi...
tıpkı domates ve tuvalet kağıdı gibi. :(
Allah milletime kolaylık versin..
Afyonlu olarak yazıyı yarıda bıraktım! :)
YanıtlaSilPastırmada Kayseri; sucukta Afyon! Önce bunu kabullenelim lütfen! :)
Son yıllarda öne çıkan 2 markasıyla Afyon sucuğu, raflarda popülaritesini koruyor, okuyucumu kırmak istemem.. haha.. düzeltebildim mi? :) :)
Sil:)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilPastırma ve sucuk dendi mi bizim (KIRŞEHİR) aklımıza KAYSERİ gelir. Sucuk işinde AFYON'un da iyi olduğunu sonradan öğrendim. Yoksa, ta işin başında, pastırma Kayseri'nin de sucuk Afyon'un muydu?
Eskiden her ikisini de iştahla yerdim. Ancak sucuğu artık yemiyorum. Daha doğrusu yiyemiyorum. Pastırmayı da pişmiş haliyle değil, çiğ tüketmeyi çok severim. Hele de fırından taze çıkmış sıcak ekmeğin arasına ince dilimler halinde döşeyip yemek benim vazgeçilmezimdi. Pastırmanın kilosu çok pahalı olduğu için yıllardır alıp yemiyorum desem doğrudur. Hatta Ramazan ayında biz hiç tüketmeyiz. Çünkü öyle bir alışkanlığımız hiç olmadı. Ama, Ramazan ayında pastırma tüketicilerinin çoğaldığını alış veriş merkezlerinde tesadüfen görüyorum.
Güzel ve nefis bir paylaşımdı. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Değerli Recep bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilEvet hile ve sahtekarlığın had safhada hele ki gıda maddelerinde üst sıralarda olması sucuk konusunda
bizleri biraz temkinli davranmaya çekiyor. Çünkü içine katılanlar hasebiyle hileye çok açık bir tüketim maddesi.. pastırmayı daha bir güvenle
alabiliyoruz. pastırma çiğ olarak tüketilmesi daha lezzetli bir ürün.. zaten günlerce tuzlama işlemine girdiğinden
et üzerinde her hangi bir parazit yada bakteri barınması mümkün değil..
..
bir de dikkatimi çeken bir başka şey; her yıl ramazan yaklaşırken televizyonların iftarlık ürünleri ekrana
getirip fiyat vb tanıtım haberleri arasına illaki pastırmayı (özellikle öne çıkararak) sokuşturuyorlar, halbuki ben 50 yaşındayım.
ne annemden, babamdam, ne de nine ve dedelerimden ramazanda iftar veya sahur sofrasında pastırma görmedim..
zaten tuzlayarak yapılan bir ürün.. vucudun su ihtiyacını artıracak ve orucu zor kılacak.
işin içinde bi çetrefil dönüyor ama ne. algı oyunu olabilir, rant olabiilir.. her türlü garabetin normal sayıldığı ülkemde artık şaşırmıyorum..
ha haa bunlar da gezen tavuk gibi yani he :) pastırma yiyemesem de beden kokusundan dolayı, sucuka bayılırııım :)
YanıtlaSilpastırma daha iyi Deep.. senki sabah sabah boyun çorbası içensin.. pastırmayı sevmemene şaşırdım..
SilSucuk hileye çok açık, sakatat, yağ bin türlü gereksiz malzemeyi koy, kimyasal olarak renklendir.. al sana sucuk..
pastırma tek parça et, bakteri barındırmıyor, amaaaaaaa "sucukta olabiliyor" ..
nımm nımm nımmm pastırma mis missssssss.. yeyiverin gariii..
Merhabalar...
YanıtlaSilYazınızı çok beğendim. Hem stratejik konulara değinmişsiniz, hem de memleketimizin miss gibi damak tadından bahsetmişsiniz.. Toplamda harika bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık...
Çok teşekkür ederim Tülay hanım,
SilElim yettiğince, dilim döndüğünce bişeyler anlatmaya çalışıyorum aklıma estikçe :)
Bayılırım pastırmaya. Bizimkiler Konyada eti, Hanyada otu, Bodrumda balığı görmüşler. Pastırmayı sevdiğim kadar yazıyı da sevdim. Laf aramızda Kastamonu pastırması, Tokat çemeni daha güzel, Kayseri daha iyi pazarlıyor.
YanıtlaSilTokatın Çemeni ni ilk defa duydum üstadım...
Silevet pastırmanın lezzetine katma değer sağlayan en önemli unsur "çemen" ..
ikisi bir araya gelince voltranı oluşturuyorlar.. :)
'' Hayvanlar yolda gelirken pastırma kıvamına geliyorlar '' sesli güldüm hocam. Bu iyiydi :) Pastırma güzel hoşta yedin mi 2 gün kokusu çıkmıyor üzerinden. Her gün insanlarla burun buruna olunca yemek haram oluyor bize.
YanıtlaSilEeee! her güzel şeyin birde bedel tarafı var.
Silvarsın pastırma gibi bir güzelliğin kokusu olsun. :)
Pastırmalı yumurtayı tek geçiyorum:) bizim ev yarı yarıya Afyon Bursa bu sebeple bahsettiğiniz lezzetlere çok aşınayız..Keyifle okudum yazınızı, memleketimizin tarihide mutfağı da muhteşem...
YanıtlaSilevet.. Bursanın da iskenderi meşhur.. istanbul'a dönerken her geçişte illaki yerim :)
SilHahaha çok eğlenceli bir blogunuz var; bu güzel blogla tanıstıgım için mutluyum selamlar :)
YanıtlaSilO mutluluk bize de ait efenimmmm :)
SilPastirma hic akil celmez mi, bayilirim dogrusu 😊
YanıtlaSilPastırma gibisi yoktur vallah :)
SilBence de "hayır" diyen çok az çıkar.
YanıtlaSilbence de yok denecek kadar azdır mis gibi bir pastırmaya "hayır" diyecek olanlar Halil bey :)
Silkeşke gelmeseydim buralara pastırma dedin aklım gitti köyüme gidiyorum ben
YanıtlaSil♫ ♪♪ ♪ Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlaaarrr ♪ ♫ ♪♪
SilBu zamanda eti zor alaniliyoruz pastırmayı nasıl alalım demi, birde ithal etlerede güven olmuyor.
YanıtlaSilAynen öyle Fatofoto :)
Silbi dönem ünlü bi marketinkanguru bile kakalamışlardı..
yerşeyin çivisi çıkmış..
Hocam yine siz yine paylaşımlarınız yine etkiliyorsunuz bizi çok teşekkürler paylaşım için..
YanıtlaSilOoo. Ustam çok teşekkürler övgüleriniz için.. haha.. ama bünye övgülere alışık değil :)
Silzor! tadını bildiğimiz nimetlerden yoksun kalmak.
YanıtlaSilbu da bir imtihan Müfred.
Öncelikle gerçekten siteniz çok güzel, tema harika içerikler deseniz onlarda öyle..yanlız pastırma kokusunu burnumda hissediyor gibi oldum, ben çok seviyorum..
YanıtlaSilBaşarılarınızın devamını diliyorum..
Serhat bey, güzel iltifatlarınıza çok teşekkür ederim..
Silbu arada aynı toprağın çocukları sayılırız.. baba tarafım, Samsun / Bafralı.. bir koldan hemşehri sayılırız.. sizede başarılar diliyorum.. kolay gelsin.
Ahh o pastırmanın kokusu burnuma geldi gece gece bu yapılır mi ama ya? Yiyen var yiyemeyen var bu arada fiyatlar ucmus gidiyor böyle devam ederse Pazar kahvaltıları değil yılda bir pastırma bayramları düzenlemek gerekecek🙈
YanıtlaSilYalnız yazım tarzınız Harika efendy 👍🏻
Pastırma kraldır :) lezzetlisine denk gelindi mi, misss gibidir missss.. :)
SilEphendy olacakmış efendy yazdım yine bir pot kırdım ah ben renkli ah 🙈
YanıtlaSilAman Ephendy'm ne farkeder :)
SilHA MEHMET BAKKAL , HA BAKKAL MEHMET İKİSİDE AYNI KAPIYA ÇIKIYOR. :)
Kayseriliyim bu hikayeyi bilmiyordum vay be :) Kayseriye yolu düşenlere tavsiyem mutlaka sucuk pastırma mantı üçlüsünü yemeden dönmesinler.
YanıtlaSililkokuldan kalma bir bilgidir bu bende. 40 yıl önce hocam anlatmıştı.
YanıtlaSilKayserinin meşhur yiyeceği pastırma. Bir gün yolum düşerse bu pastırmayı memleketinde yemek isterim.
YanıtlaSilher şey, kendi yerinde yendiğinde güzel.. :)
SilSucuk ve pastırma konusunda Kayseri ismi önce gelir.
YanıtlaSilşimdilerde, sucukta Afyon,
Silpastırmada Kastamonu kafa tutuyor Kayseriye.